Gıdanın hayatımızdaki yeri ve yaşam biçimi olarak yemek kültürüne farklı bir bakış.
Gıdanın üretiminden başlayarak soframıza gelene kadar geçirdiği süreçler, yaşadığımız hızlı hayatlar içinde kaybolurken bir yandan da sağlıklı ve doğal beslenmeye dair hassasiyetler de bunun paralelinde artmakta. Slow Food Hareketinin ortaya çıkışının temelinde endüstriyel gıda üretimi süreçleri kadar kaybolan yemek kültürünün canlandırılması da yatmaktadır. İtalya’da başlayan bu hareket kentin tarihi meydanlarından birinde açılan bir “Hızlı Yemek” markası dükkanına tepki olarak doğmuş ve günümüzde 1.500 tane Slow Food Topluluğu ve 100’den fazla ülkede bir hareket olarak büyümektedir.
İtalya, Fransa, Almanya, İngiltere, Japonya, İsviçre ve Amerika’da ülke seviyesinde Slow Food heyetlerini kurmuş ve altında çeşitli organizasyonlar düzenlemektedir. Avrupa Birliği bazında ortak Sürdürülebilir Gıda Politikalarını oluşturmak için çalışmalarda bulunmaktadır. 2013’te Brüksel’de açılan ofis ile AB gıda politikaları çalışmalarını gözlemlemeye başlamıştır.
Slow Food ulusal düzeydeki kurduğu komiteler, Gastoronomi Enstitüsü ve Üniversiteleri, Terra Madre oluşumu, biyoçeşitlilik derneği ile dünya çapında yerel ve küresel ölçekte üretici ve yarı-üretici (türetici) arası ağların kurulmasına, üretici ve türeticilere eğitimler vermeyi ve biyoçeşitliliği korumaya dair çalışmaya devam etmektedir.
Slow Food gıda üreticilerinin ve gezegenin sürdürülebildiği ve herkesin sağlıklı ve temiz gıdaya erişebildiği bir dünyanın hayalini kurmaktadır. Bu çizdiği çerçeve 3 temel ilkeye dayanmaktadır; İyi, Temiz ve Adil.
devamı yakında…